İNSAN KENDİNİ ARIYOR
Dünyaya gelen her bir insanın burada kendisini, benliğini ve kişiliğini bulması ne demek ve ne anlama gelmektedir?
Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şerifler açısından temsillerle açıklar mısın?
Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler, insanın kendisini, benliğini ve kişiliğini bulması konusunda derin ve yol gösterici öğütler sunar. Bu mesele, insanın Allah ile olan ilişkisini, yaratılış amacını ve hayat yolculuğunu anlamasıyla doğrudan ilişkilidir.
Kur’an-ı Kerim’den Temsiller:
1. Yaratılış Amacı: Kur’an, insanın yaratılış amacını açıkça bildirir:
“Ben cinleri ve insanları yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 51:56).
Bu ayet, insanın benliğini ve kişiliğini bulmasının, Allah’a kulluk bilinciyle şekillendiğini gösterir. Kendi kimliğini ve yerini bulmak, kişinin Allah’a yakınlaşarak kulluk vazifesini yerine getirmesiyle mümkündür.
2. Kendi Nefsini Tanıma: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes yarın için ne hazırladığına baksın…” (Haşr, 59:18).
Bu ayet, insanın sürekli olarak kendisini muhasebe etmesi ve nefsini tanıyarak hayatını Allah’ın rızasına uygun şekilde düzenlemesi gerektiğini vurgular.
3. İnsanın İmtihan Dünyası: “Şüphesiz biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik. Ancak iman edip salih amel işleyenler başka…” (Tin, 95:4-6).
Bu ayet, insanın potansiyelinin farkına vararak kendisini Allah’ın istediği şekilde geliştirmesi gerektiğini, aksi takdirde varoluşunun amacını kaybedeceğini anlatır.
Hadis-i Şeriflerden Temsiller:
1. Kendini Tanıma ve Allah’ı Bulma: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kendini bilen, Rabbini bilir.”
Bu hadis, insanın kendi benliğini ve yaratılışını anlamasının, Allah’ı tanımanın bir anahtarı olduğunu vurgular. Kendi eksikliklerini ve Allah’ın sonsuz kudretini fark etmek, insanı derin bir kulluk bilincine ulaştırır.
2. Nefis ile Mücadele: “En büyük cihat, kişinin kendi nefsiyle yaptığı cihattır.”
Bu hadis, insanın kendi iç dünyasını keşfetme ve geliştirme sürecinin, dışsal mücadelelerden daha önemli olduğunu anlatır. Nefsi terbiye ederek kişinin Allah’a daha yakın bir kul olma yolunda ilerlemesi, gerçek kişiliğini bulmasına vesile olur.
3. İnsan Kalbinin Önemi: “Dikkat edin! Bedende bir et parçası vardır, o iyi olursa bedenin tamamı iyi olur; o bozulursa bedenin tamamı bozulur. İşte o, kalptir.”
Bu hadis, insanın kalbine yönelerek niyetlerini, düşüncelerini ve duygularını düzeltmesinin, onun benliğini bulmasındaki önemini açıklar.
Özet:
Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler, insanın kendini bulmasını, Allah’a kulluk ve iman çerçevesinde ele alır. İnsanın yaratılış amacını, nefsini tanımayı ve kalbini arındırmayı merkeze alan bu öğretiler, kişinin gerçek kimliğini ve benliğini bulması için rehberlik eder. Bu, Allah’a teslimiyetle birlikte iç huzur ve dünya-ahiret mutluluğunu getirir.
@@@@@@
“Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var.” Sözünü insanın kendisi olma ve kendisini bulması açısından açıklar mısın?
Bediüzzaman Said Nursî’ye ait olan “Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku. Yoksa hayvan ve camid hükmünde insan olmak ihtimali var.” ifadesi, insanın varoluşunu anlaması ve yaratılış gayesini fark etmesi üzerine derin bir mesaj içerir. Bu söz, insanın kendisini, benliğini ve kişiliğini bulma sürecini şöyle açıklayabilir:
1. “Kendini Oku” Nedir?
Kendini okumak, insanın kendi varlığını, özelliklerini ve yaratılış amacını idrak etmesi anlamına gelir. İnsan, biyolojik bir varlık olmanın ötesinde, düşünme, anlama ve irade gibi üstün yeteneklere sahip bir varlıktır. Bu yetenekler, insanı diğer yaratılmışlardan ayırır.
Kur’an’daki Temeli:
Kur’an-ı Kerim’de “Kendi nefislerinizde de (Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır). Görmüyor musunuz?” (Zariyat, 51:21) buyurularak insanın kendi varlığı üzerinde tefekkür etmesi istenir. İnsan, kendini okuyarak Allah’ın sanatını ve kudretini anlamaya yöneltilir.
Nefis Muhasebesi:
Kendini okumak, kişinin zayıflıklarını, kusurlarını ve aynı zamanda potansiyelini keşfetmesi demektir. Böylece insan, nefsinin isteklerini kontrol altına alarak manevi bir olgunluğa erişebilir.
2. Hayvan ve Câmid Hükmünde Olmak:
Eğer insan kendini okumaz, düşünmez ve yaratılış amacını anlamaya çalışmazsa, bu durumda yaratılışındaki yüksek özellikleri kullanmayarak hayvan ya da camid (cansız varlık) hükmünde olabilir.
Hayvan Hükmünde Olmak:
Hayvanlar, biyolojik ihtiyaçlarını karşılamanın ötesine geçmeyen varlıklardır. İnsanın da yalnızca yeme, içme ve dünyevî hazlara odaklanarak yaşaması, onu hayvani bir seviyeye indirger. Bu, insanın akıl, irade ve ahlak gibi özelliklerini ihmal etmesi anlamına gelir.
Câmid Hükmünde Olmak:
Câmidlik, manevi olarak donuk, bilinçsiz ve şuursuz bir hayat sürmek demektir. İnsan, tefekkür etmez ve Allah’ın sanatını anlamaya çalışmazsa, adeta bir taş gibi cansız bir varlık haline gelir. Bu, insanın yaratılış amacını kaybetmesidir.
3. İnsan Olmanın Şartı:
Bu söz, insan olmanın biyolojik bir durumdan ziyade manevi bir idrak ve bilinç meselesi olduğunu ifade eder. Gerçek insanlık, insanın şu üç temel alanı keşfetmesiyle mümkündür:
Allah’ı Tanımak: Kendini okumak, Allah’ın isim ve sıfatlarını tanımak için bir araçtır. İnsan, kendi yaratılışı üzerinde tefekkür ederek Allah’ın büyüklüğünü idrak eder.
Hayatın Amacını Anlamak: İnsan, yalnızca dünya için yaratılmadığını, ebedî bir hayat için bir yolculukta olduğunu fark etmelidir. Bu bilinçle yaşamak, insanı yüksek bir ahlaka ve kişiliğe taşır.
Sorumluluk Bilinci: İnsan, kendini okuyarak hayata karşı sorumluluğunu anlar. Bu sorumluluk hem kendi nefsini eğitmek hem de çevresine fayda sağlamaktır.
Sonuç:
“Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku…” ifadesi, insanın kendi varlığını ve Allah ile olan ilişkisini derinlemesine anlaması gerektiğini vurgular. İnsan, kendini okuyup yaratılış amacını fark ederse, gerçek anlamda insan olur. Aksi halde, yalnızca biyolojik bir varlık olarak yaşar ve manevi anlamda hayvan ya da câmid bir duruma düşebilir. Bu söz, insanı sürekli bir tefekkür ve kendini geliştirme sürecine davet eden bir çağrıdır.
@@@@@@@
İnsan bu dünyaya kendisini bulmaya, gizliliklerini ortaya çıkarmaya, Rabbisini bilip Ona kullukta bulunmaya gelmiştir.
İnsanın bu dünyadaki varoluş amacı, derin bir felsefi ve dini tartışma konusu olmuştur.
İnsan:
* Kendini keşfetmeye: İçindeki potansiyeli, yetenekleri ve sınırlarını anlamaya çalışır.
* Gizemleri çözmeye: Evrenin, hayatın ve kendi varoluşunun sırrını araştırmıştır.
* İlahi olanla bağlantı kurmaya: Bir Yaratıcıya inanıp O’na ibadet etmek, birçok insan için önemli bir amaçtır.
Bu üç temel nokta, insanın hayatına anlam ve yön veren temel ilkeler olarak kabul edilebilir.
İnsanın bu dünyadaki varoluşu, sürekli bir öğrenme ve keşfetme süreci olarak değerlendirilebilir.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=_Z1UpMz3228